Meclis Çalışmaları

03/06/2021

BAYRAKLI BELEDİYE MECLİSİNİN 2021 YILI HAZİRAN AYI TOPLANTISININ     03.06.2021 TARİHLİ II. BİRLEŞİMİNİNE AİT TUTANAK

 

HAZIR BULUNANLAR    :

Belediye  Başkanı                 : Serdar SANDAL.

Üyeler                                    : İsmail SARI - Mehmet TOPTAŞ - İbrahim BALIKÇI - Hulisi BAŞARAN - Yeşim TEKOĞLU - Gamze Gül ÇAMUR -  İrfan ÖNAL - Cindi Can POLAT - Serap KESKİN - İpek KUL - Nilgün ALPASLAN - Osman AKSEKİ - Zehra ONGUN - Gönül GÜNGÖR - Ali UĞUREL -  Emel ARSLAN HÜR - Ertuğrul CİVELEK - Alim ÇANKAYA - Mukaddes IŞIN - Şentürk APAYDIN - Şeyhmus BIÇAKÇI - Gökhan KAFALI - Özgür HIZAL - Abdullah AKTAŞ - Mikail BİLİCİ - Hayrullah TELLİ - Seyfettin ATBAŞ - Murat PERVANE - Emre DEMİR - Muhammet ŞAHİN.

HAZIR BULUNMAYANLAR: Metin UYMA - Kıyasettin AYDEMİR - Dilek YILDIZ - Osman SAĞLAM - Ahmet ÖZTEP -  Orhan TEMİZ - Derviş KABACIK.

I. BAŞKAN TARAFINDAN MECLİSİN AÇILMASI

BAŞKAN- Evet değerli meclis üyeleri, sevgili bürokratlar, basınımızın değerli temsilcileri Haziran Ayı meclisimizin ikinci oturumunu açıyoruz. Çoğunluğumuz vardır. Ak Parti İlçe Başkanı aramıza hoş geldiniz.

II. GEÇMİŞ TOPLANTI TUTANAĞININ OYLANMASI

01.06.2021 tarihli Meclis Tutanağı.

BAŞKAN- Geçmiş toplantı tutanağının görüşülmesi noktasına buyurunuz Cindi Bey..

Cindi Can POLAT- Sayın Başkanım, kıymetli meclis üyeleri Başkanım bu geçmiş toplantı tutanağında da yer alan AK Partili Meclis Üyesi Osman SAĞLAM'ın okuyorum aynı şekilde yanlış anlaşılmasın diye. “Ben de değerli Meclis Üyemiz vefat eden Hasan KARABAĞ’ı rahmetle anmak istiyorum. Aklıma geldi bir Fatiha okumak istedim.” Şeklindeki konuşması hele ki meclis tamamlandıktan sonra oturma katılmayan meclis üyelerinin katılmaması oynanıp ikinci meclis tarihinin belirlendikten sonra tabir caizse alaycı bir şekilde meclis üyemiz rahmetli Meclis Üyemiz Hasan KARABAĞ'ın doğum günü ölüm yıldönümü olmaması sebebi ile özellikle de rahmetli meclis üyemiz Hasan KARABAĞ'ın yerine gelen Gökhan KAFALI arkadaşımızın meclisteki konuşmasından sonra bu şekilde konuşmasını son derece yanlış ve yakışıksız olduğunu düşünüyoruz. Arkadaşımızın özür dilemesini ve bu bölümün bu bölümün tutanaklardan çıkarılmasını talep ediyoruz.

BAŞKAN- Evet buyurun.

Abdullah AKTAŞ- Şimdi Cindi Bey bunun yani bu anma olayını nasıl bu hale getirdi bilmiyorum. Tutanaklardan çıkartılmasını biz reddediyoruz. Ayrıca orada hiçbir alaycı konuşma yada bir küçük olayı yok. Osman abiyi tanıyanlar bilir dinine bütün bir insandır. Dolayısı ile o an aklına geldiği için rahmetli Hasan abimizi anmak için böyle bir şey demiştir. Orada kesinlikle bir art niyet söz konusu değildir.

Mikrofonsuz konuşulduğu için deşifre edilememiştir.

Abdullah AKTAŞ- Değil değil değil farkında olmadan belki bitip bitmediğini fark etmemiş olabilir meclisin ama öyle sizin dediğiniz gibi art niyetli bir konuşma yok burada yani. Hasan Abi sizin için ne kadar değerli ise, bizim için o kadar değerliydi. Bu mecliste yaklaşık 7 yıldır hep beraber arkadaşlık yaptık. Dolayısıyla buradan kendisine tekrar Allah rahmet eylesin diyorum.

BAŞKAN- Şimdi yine de arkadaşlar o tartışmalardan sonra Sayın Meclis Üyemiz Gökhan Bey'in söz almasından sonra böyle bir cümle kurması farklı anlamlara gelebilir.

Mikrofonsuz konuşulduğu için deşifre edilememiştir.

BAŞKAN- Yani ben de mesela arkadaşımız konuşunca öyle anlamadım ama daha sonra süreci anlatınca bu anlamda da yorumlanabilir. Ya gereksiz bir şeyi çok tartışmanın bir anlamı yok.

Mikrofonsuz konuşulduğu için deşifre edilememiştir.

BAŞKAN- Ama orada da bir duyarlık oluşabilir burada bir şey yok. Evet arkadaşlar bu haliyle geçmiş toplantı tutanağının oylarınıza sunuyorum. Kabul edenler, etmeyenler?

Mikrofonsuz konuşulduğu için deşifre edilememiştir.

BAŞKAN- Evet değişiklikle…

Abdullah AKTAŞ- Ya niye değiştiriliyor? Çok özür diliyorum..

BAŞKAN- Arkadaşlar çok küçük bir şey. Evet oy çokluğu ile kabul edilmiştir. Gündemin… Arkadaşlar uzatılacak bir madde değil. Evet devam edelim. uzatılacak bir mevzu değil hayır.

Abdullah AKTAŞ- Konu uzatılacak konu.

Özgür HIZAL- Sayın Başkan.. Sayın Başkan uzatılacak bir madde.. Hayır, ne münasebet Sayın Başkan.

BAŞKAN- Burada arkadaşımız geldiğinde tekrar konuşuruz.

Özgür HIZAL- O zaman arkadaşımızı bekleseydiniz Sayın Başkan böyle bir şey..

BAŞKAN- Arkadaşınız yok burada..

Özgür HIZAL- Mazereti var ve gelemedi. Sayın Başkan şimdi Sayın Başkan…

BAŞKAN- Evet gündemin diğer maddelerine geçiyoruz.

Özgür HIZAL- Sayın Başkan, Sayın Başkan..

BAŞKAN- Hayır bu konuda söz vermiyorum. Buyurun devam edin. Evet buyurun Cindi Bey.

Cindi Can POLAT- Kıymetli arkadaşlar Cumhuriyet’imizin kurucusu Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’ün Cumhuriyet’i kurduktan sonraki süreçte günümüze kadar gelen zaman içerisinde zaman zaman simetrik bir şekilde, sistematik bir şekilde Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK'e saldırılar olduğunu görüyoruz. Hakaretler olduğunu görüyoruz. Bu süreçte de böyle bir dönemden geçiyoruz. Bu mesele kamuoyunda yazılı ve görsel basında da konuşuluyor son zamanlarda Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK'e hakaret edildiği noktasında biz de Millet İttifakı partileri, meclis üyeleri olarak yapılmış olan bu hakaretleri kınıyoruz. Ayrıca Millet İttifakı bileşenlerinin, partilerimizin hazırlamış olduğu bir metni de müsaadenizle Meclisimize ve kamuoyu ile paylaşmak istiyorum. Kurtuluş Savaşı'mızın Başkomutanı Cumhuriyet’imizin Kurucusu ve ilk Cumhurbaşkanımız Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK'ün tarihi kurucu ve şahsiyetine yönelik özellikle son dönemde artan saldırıları üzüntü, öfke ve milli birliğimiz açısından endişe ile takip ediyoruz. Bu kapsamda 28 Mayıs 2021 Cuma günü Ayasofya Camii'nde düzenlenen Devlet Erkanının da bulunduğu bir programda İmam Mustafa DEMİRKAN'ın Mustafa Kemal ATATÜRK'ü kastederek kullandığı ifadeleri şiddetle kılıyoruz. Bu zihniyete ve onu savunucularına şunu hatırlatmak isteriz; Ayasofya'nın bulunduğu İstanbul’u 6 Ekim 1923'te düşman işgalinden kurtaran da, Diyanet İşleri Başkanlığını kuranda Cumhuriyet’imizin Kurucusu ATATÜRK'tür. tarihimizde İstanbul işgal altındayken Milli Mücadeleyi başlatan Mustafa Kemal ve arkadaşlarına katli vaciptir diye fetva veren işbirlikçi Dürrizade ile çıkmışsa da bu zihniyetin karşısında duran her kim ki Mustafa Kemal ve Kuva-yi Milliye aleyhine fetva verip düşmanlık yapar bilin ki, onların da damarlarında kafir kanı akar diyen Sütçü İmamlarda vardır. ATATÜRK'e yönelik bu saldırıları gerçekleştirerek kendi tarihlerini ihanet edenler ulusal değerlerimizi hedef almaktadır. Bu mesnetsiz saldırılardan en büyük zararı inancımız görmektedir. Bayraklı Belediyesi Millet İttifakı Meclis Üyeleri olarak ATATÜRK'e yönelik bu saldırıları bir kez daha kılıyor ortak tarihimize ve değerlerimize karşı ihanet içinde olan bu zihniyetin temsilcilerine karşı hukuki olarak gerekenin yapılması talep ediyoruz. Teşekkür ederim.

BAŞKAN- Biz de teşekkür ediyoruz. Devam edelim buyur. 

III.  İHTİSAS KOMİSYON RAPORLARININ GÖRÜŞÜLMESİ

1- (KÜLTÜR VE SOSYAL İŞLER MÜDÜRLÜĞÜ-410) Belediyemizin çocuk katılımı konularında yürüttüğü faaliyetlere kurumsal nitelik kazandırılması, çocuk hakları, istismarı ve ihmaline dönük bilinçlenmenin yaygınlaştırılması, bu doğrultuda UNICEF ve Avrupa Birliği' ne üye ülkelerin belediyeleri, konuyla ilgili STK’lar ve kamu kurumları ile  gerçekleştirilecek olan etkinlik, çalışma ve projelerin ulusal ve uluslararası ölçekte yürütülmesi, tüm çocuklar için; telafi eğitimlerini sağlamak, kültür, sanat ve spor etkinliklerini yaygınlaştırmak üzere Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü bünyesinde "Çocuk Hakları Birimi" kurulmasının kabulüne ilişkin Hukuk, Eğitim, Kültür, Çocuk, Gençlik ve Spor, Sosyal İşler, Toplumsal Cinsiyet Eşitliği, Madde Bağımlılığı ile Mücadele, Engelliler Komisyonları (oy birliği) ortak raporu.

 

 

 

BAŞKAN- Cindi Bey?

Cindi Can POLAT- Sayın Başkanım gündem maddesinin komisyonlardan geldiği şekliyle oylanmasını öneriyoruz.

BAŞKAN- Abdullah Bey?

Abdullah AKTAŞ- Komisyondan geldiği şekliyle oylanması uygundur.

BAŞKAN- Evet arkadaşlar önergenin komisyonlardan geldiği şekliyle oylanmasını oylarınıza sunuyorum. Kabul edenler, etmeyenler? Oy birliği ile kabul edilmiştir.

IV. DİLEK VE TEMENNİLER

 

BAŞKAN- Dilek ve temennilerde söz almak isteyen arkadaşımız var mı? Buyurun Abdullah Bey.

Abdullah AKTAŞ- Mikrofon alabilir miyim? Şimdi öncelikle biraz önceki tutanakla bahsi geçen şeyle ilgili konuşmak istiyorum. Şimdi bir kez daha söylüyorum. Şimdi şuan bu çatı altında yaklaşık 30-40 tane insan var. Veya 37 tane meclis üyesini saymazsan 50 ye yakın insanız. Sürekli oturup kalktığımız veya sohbet ettiğimiz bir arkadaşımızın burada vefat etmesini ya da vefat ettiği için burada bir Fatiha okumasının neresi yanlış? Okunması denmesinin neresi yanlış? Yakın bir zamanda bir arkadaşımızın da babası vefat etti Allah rahmet eylesin onunla ilgili burada gerekli dilek temennilerde bulunduk. Yani biz biz dinimize özgü olan şeyler de mi çekiyoruz burada böyle bir şey söylenmesini farklı noktaya çektiniz. Ben anlamakta güçlük çekiyorum sizi.

BAŞKAN- Arkadaşlar bir saniye..

Abdullah AKTAŞ- Bu olay 1 dakika söz alın konuşun kardeşim.

BAŞKAN- Arkadaşlar söz alarak lütfen.

Abdullah AKTAŞ- Şimdi bakın burada Osman abinin söylemiş olduğu iyi niyetle söylenen bir kelimedir.

BAŞKAN- Arkadaşlar söz alarak..

Abdullah AKTAŞ- Söylediğin gibi rahmetli Hasan abiyle ben de 7 yıldır yaklaşık bu masalarda meclis üyeliği yaptım. Beraber oturduk, kalktık, çayı içtik, sohbet ettik. Allah rahmet eylesin. O sizin için ne kadar değerli ise bizim için o kadar değerli. Sonuçta hepimiz insanız hangi partili olduğumuz önemli değil, insan olması önemli bu konun bu şekilde bakması lazım. İkinci bir konu ATATÜRK'e yapılan hakaretlere bizde karşıyız. Dediklerinizin birçoğuna katılıyorum. Ama birde dönün kendinize bakın ATATÜRK'ün bunlarda masalarda ATATÜRK'ü savunuyorsunuz ama arka mahallelerde bu devlete bu vatana ihanet edenlerle..

BAŞKAN-Ne alaka ya..

Abdullah AKTAŞ- Kol kola yol yürüyorsunuz.

BAŞKAN- Ne alaka ya.. ne alaka ya..

Konuşmalar üst üste olduğu için deşifre edilememiştir.

Abdullah AKTAŞ- ATATÜRK'ün askerlerine it diyenlerle siz yol yürüdünüz..

BAŞKAN- Ya bırakın bu işleri..

Abdullah AKTAŞ- Bir şey daha söyleyeyim bir dakika bir dakika sözümü kesmeyin, söz alın konuşun.

BAŞKAN- Arkadaşlar lütfen Evet evet mikrofonu kapatın.

Abdullah AKTAŞ- Bakın ben size bir şey söyleyeyim mi?

BAŞKAN- Abdullah Bey lütfen oturun. Abdullah Bey oturun.

Konuşmalar mikrofonsuz ve üst üste olduğu için deşifre edilememiştir.

BAŞKAN- Abdullah Bey oturun.

Konuşmalar mikrofonsuz ve üst üste olduğu için deşifre edilememiştir.

BAŞKAN- Arkadaşlar kapat mikrofonu.

Konuşmalar mikrofonsuz ve üst üste olduğu için deşifre edilememiştir.

BAŞKAN- Evet oturum. Arkadaşlar bir saniye.. Arkadaşlar bir saniye..

Konuşmalar mikrofonsuz ve üst üste olduğu için deşifre edilememiştir.

BAŞKAN- Burada asıl olan şey şudur Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin kurucusu Mustafa Kemal ile ilgili sağda solda abuk subuk laf söyleyen statüsü mevki ne olursa olsun alçaktır, namerttir. Bu söylenen şey bundan ibarettir. Sonuçlar ile biz burada genel siyaset tartışacak olursak bir birimize çok laf söyleriz.

Mikrofonsuz konuşulduğu için deşifre edilememiştir.

BAŞKAN- Hayır burada sizi rahatsız eden okunan basın bildirisinde fazla olan şey nedir ya rahatsızlık veren şey nedir?

Mikrofonsuz konuşulduğu için deşifre edilememiştir.

BAŞKAN- Kimsenin haddine değildir. Kimsenin haddine değildir. Bu Devletin kurucusu Mustafa Kemal'e laf söylemek hiç kimsenin haddi değildir.

Mikrofonsuz konuşulduğu için deşifre edilememiştir.

BAŞKAN- Mecliste de konuşurlar kendi meclisimizde de konuşuruz biz bu meseleyi söz konusu ATATÜRK olduğunda biz her yerde meseleyi konuşuruz.

Mikrofonsuz konuşulduğu için deşifre edilememiştir.

 

BAŞKAN- Evet hayır hayır bakın hayır yine polemik yapıyorsunuz.

Mikrofonsuz konuşulduğu için deşifre edilememiştir.

BAŞKAN- Hayır polemik yapıyorsunuz. Polemik yapıyorsunuz. Polemik yapıyorsunuz. Sadece polemik yapıyorsunuz. Sadece polemik yapıyorsunuz. Hiç kimsenin tereddüdü olmasın bu vatanın birliği bütünlüğü, bayrağı, devletin kurucusuyla ilgili bizim kırmızı çizgilerimiz bellidir. Kimin ne yaptığını da biliriz. Kimin hangi siyasal çizgilerden gelip kimin neler yaptığını da biliriz. Ama bu meclisin işi değildir.

Mikrofonsuz konuşulduğu için deşifre edilememiştir.

BAŞKAN- Bizim çizginiz belli, geldiğimiz yer belli, gideceğimiz rotada belli. Evet buyurun Gamze Hanım.

Gamze Gül ÇAMUR- Sayın Başkanım, değerli meclis üyesi arkadaşlarım, basınımızın değerli temsilcileri öncelikle ben meclisimiz ve meclisteki arkadaşlarımızı sakinliğe davet ediyorum. Zira ATATÜRK üzerinde tartışılmayacak siyaset konusu yapılamayacak ve ATATÜRK'le ilgili düşüncelerimizi söylediğimiz için kesinlikle yargılanıp suçlanmayacağımız devletimizin yüce kurucusudur. Öncelikle bunu bilelim. Ben AK Partili arkadaşlarımın hassasiyetini anlıyorum konuyla ilgili, ancak burada bizim Grup Başkanvekilimizin devletimizin kurucusu olan bizlerin sonsuz minnetle bağlı olduğu ve borç duyduğumuz yaşarken ve varlığımızla borçlu hissettiğimiz Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK ile ilgili yapmış olduğu konuşmada kendilerinin ATATÜRK'ü burada konuşamayız tarzında bir üslupla cevap vermelerini ben anlayamadım. Zira az önce de dediğim gibi ATATÜRK her yerde, her koşulda, her şekilde konuşulabilecek ve duygularımızı ifade edebileceğimiz bizim ulu önderimizdir. Bayraklı Belediyesi olarak ve Bayraklı Belediyesi'ne Cumhuriyet Halk Partisini seçmiş bir halkın seçmenleri olarak biz burada elbette ATATÜRK'le ilgili yakın zamanda içimizi sindiremediğimiz ve sizlerin de sindiremediğini düşündüğüm konuyu dile getirmemizden doğal bir şey olamaz. Yani bunun bu şekilde tartışmaya açılması ve sizlerin bu üslupla bizi yargılayıcı bir şekilde konuşmanız hiç doğru değil arkadaşlar ben gerçekten hepimizi sakinliğe davet ediyorum. Ve az önce olanları gerçekten bu toplumda şuana kadar sizin önyargı ile yaklaşıp ATATÜRK'le ilgili her konuştuğumuzda sanki siz ATATÜRK'e sahip çıkmadınız gibi sizi suçluyormuş hissi ile bir ön yargılı yaklaştığımızı görüyorum ben, bu doğru değil. O hepimizin önderi sizlerde sahip çıkacaksınız ve çıkıyorsunuz. Ama ATATÜRK'ü burada tartışma konusu olarak biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak yapmak istemiyoruz ve mümkünse bu konunun kapatılmasını rica ediyorum. ATATÜRK üzerine tartışılabilecek bir kişi değildir arkadaşlar lütfen rica ediyorum.

BAŞKAN- Evet teşekkür ediyorum. Özgür Bey buyurun.

Özgür HIZAL- Sayın Başkan, çok kıymetli meclis üyeleri hepinizi saygı ve hürmetle selamlıyorum. Şimdi esasında konu tartışılırken söz istedim ama Sayın Başkan siz söz vermediniz. Geçen oturumda Osman Bey'in yapmış olduğu söylemiş olduğu ifadeler üzerinden adeta bir niyet okuması yapılarak ifadelerin çok farklı noktalara çekilmesi ve bu ifadelerin tutanaklardan çıkartılmasını kabul etmiyoruz. Çünkü Osman Bey gayet iyi niyetle aramızdan maalesef ki ayrılan bir meclis üyesini rahmetle andı. Bende rahmetle anıyorum.

BAŞKAN- Ölüm yıl dönümü değil, doğum günü değil.

Özgür HIZAL- Olabilir. Hiç fark etmez. Hiç fark etmez aklına gelmiştir. Hiçbirimiz hiçbirimizin niyetini okuyabilir miyiz? Sayın Başkan ben…

BAŞKAN- Yani aslında buradaki genel ima biz öbürünü arıyoruz gibi bir son.

Özgür HIZAL- Sayın Başkan bakın hem bir demokratik duruştan bahsedeceksiniz, hem demokrasiden bahsedeceksiniz, hukuktan bahsedeceksiniz bir hukukçu olarak öyle bir niyet okuması üzerinden insanları yargılamak ve cezalandırmak hiçbir hukuk sistemi de ve hiçbir demokratik sistemde görülmemiş bir uygulamadır. Dolayısıyla bu anlamda bu yapmış olduğunuz yaklaşım doğru değildir.

BAŞKAN- Burası meclis ya mahkeme değil ki.

Özgür HIZAL- Hiç fark etmez. Hiç fark etmez. Siz Meclis Başkanısınız Cumhuriyet Halk Partisi'nin bir üyesi olarak değil Meclis Başkanı sıfatıyla bu meclisi yönetiyorsunuz. Belediye Başkanı sıfatıyla yönetmiyorsunuz bu 1’inci konumuz. 2’inci konumuz elbette ki Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK hepimizin değerlisi, hepimiz için çok önemli. Neden? Çünkü ulusumuzun kurtuluş mücadelesini veren lider ülkemizi kurtuluş mücadelesi sonrasında kuruluşunu ortaya koyan kadroları ile birlikte bir lider. Dolayısıyla ATATÜRK'ün, Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK'ün bizim için ne kadar önemli olduğunu burada elbette ki sizlere anlatacak değilim. Bu konuda bir şey de ispatlamak zorunda değilim. Ama şunu söylemek istiyorum elbette ki Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’e yönelik yapılmış her türlü, her türlü çirkin hareketin ve davranışın, bakın her türlü çirkin hareket ve davranışın kınanabileceği bir ortamda bulunuyoruz. Sonuç itibariyle bir yerel mecliste olsak siyasi bir meclisiz ve çıkacak arkadaşlarımız bu konuda gerekli açıklamaları yapabilecek yapabilirler

BAŞKAN- Teşekkürler.

Özgür HIZAL- Bunda hiçbir sorun yok. Ama burada başka bir sorun var sorun şu samimiyet sorunu. Şimdi arkadaşlar çok yakın bir zamanda sizin mensubu olduğunuz bir siyasi siyasi partinin bir il başkanı İstanbul İl Başkanı..

BAŞKAN- Ya şimdi Özgür Bey yani buna geldiğiniz de birçok şey söyleriz..

Özgür HIZAL- Sayın Başkan müsaade buyurunuz. Müsaade buyurunuz.

BAŞKAN- Birçok şey söyleriz..

Özgür HIZAL- Sayın Başkan müsaade buyurunuz. Müsaade buyurunuz.

BAŞKAN- Birçok şey söyleriz. Hayır buranın konusu değil.

Özgür HIZAL- Sayın Başkan müsaade buyurun. Buranın konusu…

BAŞKAN- Abdullah Bey işte bunu vekilleriniz dillendirecekler.

Özgür HIZAL- Tamda buranın konusu, tamda buranın konusu Sayın Başkan tamda buranın konusu..

BAŞKAN- Hayır Ayasofya’yı değil devletin kurucusuna hakaret.

Özgür HIZAL- Sözümü kesmeyim..

BAŞKAN- Hayır bura onun yeri değil

Özgür HIZAL- Tamda buranın konusu Sayın Başkan tamda buranın konusu.

BAŞKAN- Hayır değil. Grup Başkan Vekilinizin dediği gibi meclis üyeleriniz bunu mecliste dile getirsin.

Özgür HIZAL- Müsaade buyurun Sayın Başkan mecliste de dile getiririz. Sayın başkan tamda buranın konusu.

BAŞKAN- Buranın konusu değil.

Özgür HIZAL- Tamda buranın konusu.

Gökhan KAFALI- Özgür Bey oradan gitmeyi sonra başka konular açılacak…

Özgür HIZAL- Canan KAFTANCIOĞLU, Canan KAFTANCIOĞLU’nun…

BAŞKAN- Gereksiz işlere gireriz.

Özgür HIZAL- Canan KAFTANCIOĞLU’nun, Canan KAFTANCIOĞLU’nun…

BAŞKAN- Gereksiz işlere gireriz.

Özgür HIZAL- Canan KAFTANCIOĞLU’nun..

BAŞKAN- Canan KAFTANCIOĞLU’na gelene kadar sizin siyasi partinizin içerisinde binlerce söylenen var.

Özgür HIZAL- Canan KAFTANCIOĞLU’nun Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK'e, Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK'e ATATÜRK diyemeyeceğim ifadeleri..

BAŞKAN- Bir saniye arkadaşlar..

Özgür HIZAL- Arkadaşlar Gazi Mustafa Kemal arkadaşlar…

Mikrofonsuz konuşulduğu için deşifre edilememiştir.

Özgür HIZAL- Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK'e İl Başkanınızın bakın arkadaşlar arkadaşlar arkadaşlar bir polemik olsun…

BAŞKAN- Polemik olsun diye söylüyorsunuz.

Özgür HIZAL- Hiç polemik olsun diye söylemiyorum.

BAŞKAN- Bir polemik konusu…

Özgür HIZAL- Hayır hiç polemik olsun diye söylemedim arkadaşlar.

BAŞKAN- Polemik konusu

Özgür HIZAL- Müsaade buyurun. Bakın müsaade buyurun.

BAŞKAN- Özgür Bey Lütfen yani..

Özgür HIZAL- Sayın Başkan sözümü kesecekseniz konuşmayayım.

BAŞKAN- Yani bu noktada devam edecekseniz evet.

Özgür HIZAL- Sözümü kesecekseniz konuşmayayım.

BAŞKAN- Meclis gündemi ile ilgili.

Özgür HIZAL- Meclis gündemine geleceğim.

BAŞKAN- İstanbul İl Başkanı bizim meselemiz değil.

Özgür HIZAL- İşte buda tam bir meclis gündemi.

BAŞKAN- Hayır.

Özgür HIZAL- O zaman şunu söylüyorum Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK'e yönelik her türlü çirkin davranışın arkadaşlar tarafından samimiyetle eleştirilmesine bekliyoruz. Şimdi arkadaşlar bugün o zaman meclisimize ve Bayraklı’mıza gelelim bugün biz bir oturum yapıyoruz. Önümüzde bir gündem var. 1 sayfa 1 madde asıl konuşmamız gereken konu bu. Asıl konuşmamız gereken konu bu. Bilmiyorum tabi burada bürokrat arkadaşlarla ilgili bir sorun olduğu noktasında bir anlam çıkartılmasını da elbette ki istemem. Burada bizim elbette ki muhatabımız siyaset ve siyasetçiler. Dolayısıyla siyasi sorumluluk sizde şimdi biz bugün buraya geldik bütün meclis üyeleri biz neden geliyoruz buraya? Bayraklı'nın sorunlarını tartışmak için geliyoruz. Bayraklı'daki sorunları ortadan kaldırmak için geliyoruz ve geldiğimiz noktada bakıyoruz bir tane gündem maddesi var. Bir tane gündem maddesi var. Bu gerçekten Bayraklı için utanılası bir durum arkadaşlar. Şimdi kıymetli arkadaşlar, Sayın Başkan yaklaşık 2 yıldan sonra yaklaşık 750 günden sonra bir video paylaştınız, Bayraklı'da yapılanlarla ilgili sosyal medyanızda bir video paylaştınız. Herhalde izlediniz video toplam 30 saniye. Toplam 30 saniye. Bu 30 saniyenin 15 saniyesi yapılacaklar, 15 tanesi proje aşamasında kalanlar. 1 dakika bile değil. 1 dakika bile değil 30 saniye. İşte bizim aslında tartışmamız gereken konuşmamız gereken konu bu.

BAŞKAN- Konuşun buyurun. Bakın sözünüzü hiç kesmiyorum.

Özgür HIZAL- Bu gündem maddesi bakın bu gündem maddesi 1 madde günden 1 madde, biz Bayraklı'yı konuşuyoruz. 350 bin nüfuslu yüzlerce sorunu olan bir Bayraklı'dan bahsediyoruz. Reklam olsun diye sosyal medyanız da Bayraklı'da 2 yılda yaptıklarınızı anlattığınız video 30 saniye. Bunun 15 saniyesi yapılacaklar, diğer 15 saniyesi proje aşamasında kalanlar. Daha ne konuşuyoruz biz arkadaşlar? Neyi anlatacaksınız?

BAŞKAN- Bir saniye arkadaşlar, evet siz tamamlayın.

Özgür HIZAL- Neyi anlatacaksınız? Çıkıp ondan sonra bir meclis üyesi arkadaşımızın söylemleri üzerinden niyet okuyarak bunları tutanaktan çıkartıyorsunuz. Asıl tartışma ve asıl polemik konusu bu arkadaşlar.

BAŞKAN- Tamam haklısınız buyurun.

Özgür HIZAL- Keşke Sayın Cindi Bey çıkıp bugün benim bu söylediğim konuyu bu söylediğim konuyu…

BAŞKAN- Muhalefet sizsiniz siz söyleyeceksiniz. Cindi Bey'in işi değil.

Özgür HIZAL- Ne demek Cindi Bey’in işi değil?

BAŞKAN- Muhalefet olarak siz eleştireceksiniz.

Özgür HIZAL- Cindi Bey'in iktidarın bir temsilcisi ise çıkıp Cindi Bey’in de bunları tartışıp bunu düzeltmemiz gerektiğini söyleyecek. Evet biz muhalefetiz söyleyeceğiz. Söylemeye de devam edeceğiz. Ama maalesef ki bizim söylediklerimiz sizin arkadaşlar müsaade buyurun..

BAŞKAN- Evet Özgür Bey tamamlayalım.

Özgür HIZAL- Tamam toparlıyorum. Maalesef ki bizim söylediklerimiz...

BAŞKAN- Arkadaşlar bir saniye..

Özgür HIZAL- Bizim söylediklerimiz sizler tarafından çokça çok...

Konuşmalar mikrofonsuz ve üst üste olduğu için deşifre edilememiştir.

BAŞKAN- Muhammet Bey.. Cindi Bey lütfen bir saniye tamamlasın. Özgür Bey tamamladınız mı?

Özgür HIZAL- Hayır tamamlamadım Sayın Başkan.

BAŞKAN- Tamamlayalım lütfen.

Özgür HIZAL- Tamamlayacağım bu..

BAŞKAN- Evet arkadaşlar..

Mikrofonsuz konuşulduğu için deşifre edilememiştir.

Özgür HIZAL- Ne demek istiyoruz?

BAŞKAN- Evet lütfen…

Özgür HIZAL- Sayın Başkan müdahalelere siz mi müdahale edeceksiniz, ben mi müdahale edeyim?

BAŞKAN- Biz ediyoruz sizin öyle bir yetkiniz yok çünkü.

Özgür HIZAL- O zaman müdahale edin lütfen.

BAŞKAN- Evet hatibin sözünü kesmeyin.

Özgür HIZAL- O zaman lütfen müdahale edin yoksa ben müdahale edeceğim. Benim ne kadar seri konuşacağıma, benim nasıl konuşacağıma, benim ne konuşacağıma, ne konuşacağıma meclis üyesi arkadaşlar karar veremez. Ben onlara hitaben konuşmuyorum, size hitaben konuşuyorum. Ama siz müdahale etmezseniz biz müdahale etmek zorunda kalırız.

BAŞKAN- Ya bu üsluplar doğru değil. Tamam anladık geçtik. Yani sonuç itibarıyla bana konuşuyorsunuz. Meclis üyelerinin size doğru bir işlem değil. Hatibin sözünü lütfen kesmeyin. Buyurun.

Özgür HIZAL- Evet yeteri miktarda kestiniz arkadaşlar teşekkür ediyorum, Sayın Başkan size de teşekkür ediyorum. Şimdi bu mikrofonlarla ilgili sorunu da çözerseniz biran önce çok sevineceğim. Şimdi elbette ki biz muhalefet olarak bunları söyleyeceğiz.

BAŞKAN- Kesinlikle tabii ki.

Özgür HIZAL- Ama maalesef gördüğümüz şu ki bizim 2 yıl boyunca 750 gün boyunca söylediğim konular, çok komik konular değil Sayın Başkan önemli konular, Bayraklı'nın sorunları olan konular yarın çıkıp yine bir 30 saniyelik video çekersiniz bu sefer Bayraklı’lılar…

BAŞKAN- 10 saniyede çekebilirim bu bizim meselemiz.

Özgür HIZAL- Bayraklı’lılar güler size Bayraklı’lılar güler Sayın Başkan..

BAŞKAN- Bizi düşündüğünüz için çok çok teşekkür ediyoruz yani gerçekten..

Özgür HIZAL- Bayraklı’lılar güler Sayın Başkan öyle öyle gelip hamaset yapıp, makam araçlarını kaldırıp, kaldırıyoruz deyip yeni yeni makam araçları ile Bayraklı sokaklarında gezerek, 30 saniyelik videolar çekerek..

BAŞKAN- Yeni makam aracımız yok ki.

Özgür HIZAL- Bayraklı’nın sorunlarını çözemezsiniz burada burada Sayın Başkan siz meclis başkanısınız ciddi konular konuşurken sizi gerçekten ciddiyete davet ediyorum. Gerçekten ciddiyete davet ediyorum.

BAŞKAN- Biz ciddiyiz sizde ciddi olursanız bizde mutlu oluruz.

Özgür HIZAL- Ciddiyim. Ben de çok ciddiyim. Sizin de  ciddi olacağınızı düşünüyorum.

BAŞKAN- Düşünmeyin öyleyim. Bunun yorumu size ait değil.

Özgür HIZAL- Bayraklı’yı ve Bayraklı’nın sorunlarını konuşuyoruz. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

BAŞKAN- Evet şimdi değerli arkadaşlar bir yeni yeni makam arabalarıyla dolaşmıyoruz. Bir açıklık getirelim mevcut aracımızda arkadaşımız dönerken bir yere vurmuş boyası vesairesi  oluyor. O süre zarfında

Mikrofonsuz konuşulduğu için deşifre edilememiştir.

BAŞKAN- Efendim. Hayır canım hangisi yeniydi ya? Daha yeni vuruldu ya.

Mikrofonsuz konuşulduğu için deşifre edilememiştir.

BAŞKAN- Biz o aracı geri gönderdik kardeşim Audi A6 araç vardı, geri gönderdik onu. Ayrı bir şey 2 yıldır gezdiğimiz araç belli bizim. Onun dışında şirket aracıyla gelip gidiyoruz böyle bir kamuoyunun kafasını bulandıracak bir işe gerek yok. Bir diğeri meclis gündemleri tabii ki önemlidir. Yani birçok ilçemizde ağırlıklı olarak meclisler tek günde olur biter. Burada bir alışkanlık gereği meclisler iki güne çıkarılmış ve biz de aslında klasik olarak o ayın 7-8 tane madde gelecekse 2-3 tanesini de 2’inci meclislere bırakıp meseleyi götürüyorduk. Bir önceki meclisteki işlerin acil olması, elektrik trafoları ağırlıklı olması nedeniyle bugün de yemek yiyeceğiz diye, bugünkü meclis gündemini kısıtlı tutup, oradan meseleyi bitirdik. Çok abartılacak bir şey değil. Evet.

Mikrofonsuz konuşulduğu için deşifre edilememiştir.

BAŞKAN- Ya arkadaşlar boş verin. Hem bizim reklamımızı nasıl yapacağımızı, tanıtımımızı nasıl yapacağımızı, çalışıp çalışmadığımıza, bir şeyler üretip üretmediğimize, bu kente bir şeyler katıp tatmadığımıza, nasıl yönettiğimize de karar verecek bizim siyasal rakibiniz değil oy verecek vatandaştır. Bize değil vatandaşa anlatın arkadaşlar.  Buyurun.

İpek KUL- Sayın Başkanım, sevgili meclis üyelerim çok uzun zamandır bu meclis sıralarında söz almıyordum. Ancak bugün hem çok uzun bir süredir beraber olmamız sebebiyle hem de genç bir kardeşiniz olarak gelmiş olduğumuz noktada öğrendiğim dersler itibarıyla bazı konulara değinmek istedim. Meclisimizin başında ben de yeni, heyecanlı olduğum dönemlerde işte birebir böyle küçük tartışmalara, atışmalara görebiliyordum ama bazen susmanın sükûnet ve olmanın en iyi cevap olduğunu anlamış oldum. Ama bu bağlamda tabi bugün de hani mevzusu geçen rahmetli Hasan KARABAĞ’ın anmasıyla ilgili sanki konunun dile getiren meclis üyemiz tarafından açıklanmasının en sağlıklı olmasını düşünmekle birlikte, bizler tarafından da böyle anlanmış olmasın da haklı noktalar olduğunu görüyorum. Çünkü daha demin mesela  Başkanımız..

BAŞKAN- Arkadaşlar bakın demin bir eleştiride buldunuz, dediniz ki hatibin sözünü kesmeyelim. Siz mi susturacaksınız, biz mi susturalım? Lütfen sizde riayet edin.

Mikrofonsuz konuşulduğu için deşifre edilememiştir.

BAŞKAN- Ben sustururum sen hiç canını sıkma.

İpek KUL- Ben susarım zaten susmam gerektiği yerde Başkanımı üzmem. O noktada da şimdi tabi niyet okuması olmasın diye en doğrusunun Osman Bey tarafından söylenmesi gerektiğini düşünüyorum ama yine de Başkanımız ATATÜRK’le ilgili düşüncelerini Ulu Önderimizle ilgili düşüncelerini dile getirirken ben yine sağ tarafımdan “Ağzından tükürükler çıkınca oluyor mu o iş?” gibi bir cümle duydum. Gerekirse kayıtlar dinlenebilir ben duyduğumdan çok eminim. Kimden geldi bilmiyorum ama sağ tarafımdan yine CHP’li bir meclis üyesinden de gelmiş olabilir. Bu tarz üslupların özellikle Meclisi yöneten Belediyemizin Başkanının konuşması esnasında bu tarz bir kelime dile getirilmesi insanların bu yönde konuşmalarıyla eleştirilmesi ve bunun bu mecliste yapılmış olması beni gerçekten çok fazla üzdü. Kimseyi itham altında bulmak istemiyorum ama duyduğuma eminim. Lütfen bir geç...

BAŞKAN- Arkadaşlar bir saniye ya..

Konuşmalar mikrofonsuz ve üst üste olduğu için deşifre edilememiştir.

İpek KUL- Söylüyorum. Hayır kimin söylediğini duymadım. Kim söyledi ithamda bulunmuyorum. Kayıtlar kayıtlar dinlenebilir. Ağzından…

Özgür HIZAL- Sayın Başkan bu nasıl bir ifadedir ya bu nasıl bir ifadedir? Duymuş olabilir tutanakları çıkarsınlar…

BAŞKAN- Özgür Bey..

İpek KUL- Evet evet izlenebilir.

Özgür HIZAL- Kendisi hukukçu olacak böyle bir şey olabilir mi Sayın Başkan?

BAŞKAN- Özgür Bey lütfen.

Özgür HIZAL- Hayır o lütfen değil Sayın Başkan.

BAŞKAN- Özgür Bey.

Özgür HIZAL- Böyle bir ifade kabul edilebilir bir ifade değil.

BAŞKAN- Hatip sözünü tamamlasın siz sonra söz alın cevap verin.

İpek KUL- Özgür Bey varsa bu ifade o zamanda bu kadar sinirli davranacak mısınız?

BAŞKAN- Arkadaşlar..

İpek KUL- Ben tutanakların dinlenmesini talep ediyorum.

BAŞKAN- İpek Hanım.. İpek Hanım lütfen.

İpek KUL- Kimseyi itham altında bırakmıyorum.

BAŞKAN- Bir saniye bir dinler misiniz?

İpek KUL- Varsa çok üzülürüm. Bunu dile getirmek istiyorum sadece.

BAŞKAN- Arkadaşlar..

Mikrofonsuz konuşulduğu için deşifre edilememiştir.

İpek KUL- Tamam bakalım, mutlaka bakalım.

BAŞKAN- Şimdi arkadaşlar ya burada…

Cindi Can POLAT- Başkanım benim adım geçti söz alabilir miyim?

BAŞKAN- Bir saniye Cindi Bey. Ya burada bakın Osman Bey o ifadeyi kullanırken mesela ben de öyle bir kanaat oluşmadı. Sonra arkadaşlar hatta ben sordum. Neden? “Öyle aklıma geldi.” Dedi. Sonra Gökhan Bey'in ifadelerinden vesairesinden sonra arkadaşlar da farklı yorumlamış olabilirler. Osman Bey'de burada yok.

Mikrofonsuz konuşulduğu için deşifre edilememiştir.

BAŞKAN- Ya arkadaşım bir saniye bak bir saniye yani bir ifade orada söylenmiş bir grup arkadaşımız da bu ifadenin yanlış size göre yanlış anlamış olsun.

Gökhan KAFALI- Yani onu ne amaçla söylediğini anlayabilecek zekaya sahibiz biz.

BAŞKAN- Bir saniye arkadaşlar.. Gökhan Bey.. Arkadaşlar bir kesmeyin bir grup arkadaşımız bunu yanlış anlamış olabilir. Bunun düzeltilmesi ile ilgili sıkıntı ne ya onu anlamadım ben.

Mikrofonsuz konuşulduğu için deşifre edilememiştir.

BAŞKAN- Evet. Evet buyurun Cindi Bey.

Cindi Can POLAT- Biz niyet okuması yapmıyoruz. Biz biz kimsenin söyledikleri ya da  söylemleri üzerinden niyet okuması yapmıyoruz. Cumhuriyet Halk Partisi Grubu olarak Osman SAĞLAM'ın söylemiş olduğu laflardan sonra söyleminden sonra tutanakta okuduğumuzda bizde oluşan kanaat şu ki; evet Hasan KARABAĞ rahmetli Hasan KARABAĞ en az bizim kadar sizler içinde kıymetli ve değerli olabilir. Değerli, ben öyle olduğunu da düşünmüyorum.

BAŞKAN- Özgür Bey lütfen.

Cindi Can POLAT- Ama arkadaşımızın yanlış bir zamanda yanlış bir söylemi vardır bu yanlışı da lütfen savunmayınız.

Mikrofonsuz konuşulduğu için deşifre edilememiştir.

BAŞKAN- Ya arkadaş…

Cindi Can POLAT- Osman Bey geldiğinde kendisi de bunu anlatsın.

Özgür HIZAL- Tutanaklardan çıkarmayacaksınız Osman Bey gediğinde bunu soracaksınız Osman Bey’e.

BAŞKAN- Özgür Bey… Özgür Bey…

Özgür HIZAL- Lütfen müsaade edin müsaade edin...

BAŞKAN- Arkadaşlar diğer mikrofonları kapatın konuşan hatibin mikrofonunu açalım.

Cindi Can POLAT- Şimdi ikinci konu Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK hepimizin ortak değeri sadece bizim önderimiz, bizim liderimiz, bizim değerimizdir iddiasında değiliz. Biz kendisine yapılan bir yanlış itham ve hakaretin olduğunu söylüyoruz. Savunuyoruz ve bunu yapanları kınıyoruz. Elbette ki sizde kılıyorsunuz. Biz siz kınamıyorsunuz demiyoruz ki. Biz kendi adımıza kınıyoruz bunu. Ayrıca bu konunun İstanbul İl Başkanımızın söylemiş olduğu yani konunun çarpıtılarak, bu meselenin çarptırılmasını da doğru bulmuyoruz. Ayrıca İstanbul İl Başkanımızın Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK'le ilgili herhangi bir yanlış söylemi yoktur da her konuşmasında bu meselenin dile getirilmesi basında yanmasından sonra her defasında Ulu önderde sahip çıkmıştır. Hepimizin ortak değeri ve önemli bir değeri olduğunu da ülkemizin kurucusu olduğunu da kendileri ifade etmiştir. Şimdi gündemde madde yok, olabilir arkadaşlar. 10 günde maddesinin olduğu günler olabiliyor, işte bugün 1 tane var komisyonlardan gelen raporlar bu belediyenin çalışmadığı faaliyetlerini durdurduğu Bayraklı'da anlamına gelmez ki.

BAŞKAN- Evet arkadaşlar.

Cindi Can POLAT- Teşekkür ederim.

BAŞKAN- Ben teşekkür ediyorum. Mehmet Bey'e söz verelim sonra tekrar size dönelim.

Mehmet TOPTAŞ- Sayın Başkanım..

BAŞKAN- Emre Bey arkadan abi sen al, sende Muhammet söz istemişti Muhammet Bey'e.

Mehmet TOPTAŞ- Sayın Başkanım, değerli meclis üyeleri öncelikle Adalet ve Kalkınma Partili arkadaşlarıma teşekkür ediyorum ATATÜRK ile ilgili güzel düşüncelerinden dolayı. Gene Sayın Devlet BAHÇELİ ve Ayasofya Cami imamının yaptığı konuşmaya verdiği tepkiye de çok teşekkür ediyorum Devlet Bey’e. Şimdi ben bir anımı anlatmak istiyorum. Tarih 10 Mayıs 2006 Halkapınar Spor Salonu altında Adalet ve Kalkınma Partisi Gençlik Kolları düzenlediği panel var. Bu panelde Profesör Atilla YAYLA bir konuşma yapıyor. ATATÜRK'ün duvardaki resimlerinin meydanlardaki heykellerinin ne işi var? Yarın gençler gençlerimiz bizden sonraki nesiller bundan hesap soracak diyor ve oradaki hazirun bunu..

BAŞKAN- Evet evet meclisin evet değil.

Mehmet TOPTAŞ- Ben lafımı kesmeyin sözümü kesmeyin lütfen.

BAŞKAN- Mehmet Bey bir saniye.

Mehmet TOPTAŞ- Ben bir anımı anlatıyorum arkadaşlar.

BAŞKAN- Bir saniye müdahale ediyorum.

Mehmet TOPTAŞ- Alınmayan..

BAŞKAN- Müdahale ediyorum.

Mikrofonsuz konuşulduğu için deşifre edilememiştir.

BAŞKAN- Evet.

Mehmet TOPTAŞ- Sayın Başkanım şimdi bu konuşmadan sonra Yeni Asır Gazetesi Yeni Asır Gazetesi…

BAŞKAN- Bir saniye. Ya arkadaşım bir saniye.

Mehmet TOPTAŞ- Yeni Asır Gazetesi…

Özgür HIZAL- Bana müdahale ediyorsun arkadaş Sayın Başkan müdahale müdahale edin lütfen. Müdahale edin lütfen.

BAŞKAN- Mikrofonu kim ver dedi.

Mikrofonsuz konuşulduğu için deşifre edilememiştir.

BAŞKAN- Evet Özgür Bey ya ne oldu bugün size Özgür Bey?

Mikrofonsuz konuşulduğu için deşifre edilememiştir.

BAŞKAN- Özgür Bey siz beni uyaramazsınız. Ne oluyor ya…

Mikrofonsuz konuşulduğu için deşifre edilememiştir.

BAŞKAN- Ne münasebet ya uyarıyorum seni?

Mehmet TOPTAŞ- Sayın Başkan ben bir anımı anlatıyorum kısaca, kısaca bir anımı anlatıyorum.

BAŞKAN- Ben görevimi yapıyorum.

Mehmet TOPTAŞ- Şimdi Yeni Asır Gazetesi..

BAŞKAN- Sayın Mehmet Bey lütfen meclis gündemi dışına taşmayalım. Arkadaşları nasıl uyardıysak bizim meclis grubumuzda…

Mehmet TOPTAŞ- Hayır Başkanım ben anımı anlatıyorum ve başıma gelen bir şeyi.

Konuşmalar mikrofonsuz ve üst üste olduğu için deşifre edilememiştir.

BAŞKAN- Ya hayır arkadaşlar..

Mehmet TOPTAŞ- Arkadaşlar bir dinleyin ya bir de 1 dakika 30 saniye sabredin biz sizi dinledik. Sayın Başkanım ben şimdi bu şahıs hakkında Atilla YAYLA hakkında davacı oldum. 1 yıl 10 ay hapis cezası aldırdım. Bakınız bu Atilla YAYLA’ya açın Google'da bakın Profesör Doktor Atilla YAYLA tarihte 10 Mayıs 2006 nereden nereye gelindi.

BAŞKAN- Bu şahsi meselesidir bura onun yeri değildir.

Mehmet TOPTAŞ- Bugün ATATÜRK övgüler sunan Adalet ve Kalkınma Partili arkadaşlara ben teşekkür ediyorum. Bir daha yani ATATÜRK'le ilgili bu tür konuşmalar da aynı tepkiyi onların vermesine bir kez daha değiniyorum. Teşekkür ediyorum.

Mikrofonsuz konuşulduğu için deşifre edilememiştir.

BAŞKAN- Evet arkadaşlar arkadaşlar bu mevzuyu kapatalım artık.

Mikrofonsuz konuşulduğu için deşifre edilememiştir.

BAŞKAN- Ya ya arkadaşlar ya el insaf ya. Ya gerçekten el insaf ya. Ya gerçekten insaf ya.

Mikrofonsuz konuşulduğu için deşifre edilememiştir.

BAŞKAN- Yani orada çocuklara sus dersin, susar ya. Dinle dersin dinler ya. Hepiniz nezaket anlatıyorsunuz ama birbirimizi dinleme nezaketinden yoksunuz ya. Buyurun.

Emre DEMİR- Başkanım hepinizi sevgiyle selamlıyorum. Şimdi tabi birçok konu konuşuluyor ama Bayraklı’ya dönmek gerek.

BAŞKAN- Kesinlikle.

Emre DEMİR- Şunu da biliyorum, maalesef üzüntüyle karşılıyorum. İsim vermeden birkaç arkadaş ben konuşurken de çok ciddi şekilde rahatsız oluyor. Çünkü Bayraklı'yı konuşuyorum, ben sadece. Malzeme çıkmıyor kendilerine, Sayın Başkan sosyal medya hesabınıza giriyorum da depremi, buradan başlamak istiyorum. Depremi siyasete alet etmeye çalışmış, siyasete alet etmeyin müsaade etmem diye geçen meclisten sonra bir paylaşım yaptığınız biz devamlı Sayın Başkanın Bayraklı'yı ve Bayrak Belediyesini algı ile yönetmeye çalıştığını söyledik. Bir kere ben bu paylaşıma üzüldüm. Neden? Evet depremi siyasete alet etmeye çalışmıyorsunuz. Bundan eminiz, hatta burada Grup Başkanvekilimiz arkadaşlarınıza cevap verirken, siz durun ben cevabını veriyorum dediniz. Aranıza girmek istemiyorum tabii iç çatışmanız olabilir. Siyasete, siyasete alet etmeyen taraf iki tarafta burada siyasete alet etmiyor. Ne çıklıyorsunuz ya kim cık cık cık, bir ciddiyetle dinleyin ya. Kayıtlara bakalım, hemen kayıtlara bakalım, bir ses duydum. Bir ses duydum galiba, hemen kayıtlara bakalım.

BAŞKAN- Emre Bey lütfen.

Emre DEMİR- Şimdi, şimdi sakın olun ya, ben meclisin insicamı dağılsın, rahatlayalım diye söyledim.

BAŞKAN- Evet, evet Emre Bey her zaman ki gibi derleyip toparlıyor. Çok teşekkür ederim, bu tavrınızdan dolayı. Buyurun.

Emre DEMİR- Sayın Başkan siyasete alet etmiyoruz depremi ama, şunu bilmek lazım bir taraf Cumhuriyet Halk Partisi, bir taraf AK Parti, Sayın Başkanı her iki taraf da..

BAŞKAN- Muhammet Bey de var.

Emre DEMİR- Sosyal mecradan ve yazılı mecradan takip ediyor. Sayın Başkan burada maalesef bir algı oluşturmuş depremi siyasette alet etmem demiş. Kendi meclis üyesi arkadaş, ardından kendi internet portalında da bir haber paylaşmış. Umarım okumuşsunuzdur bu minvalde konuşuyoruz, Sayın Başkan deprem siyaset alet etmiyoruz. Hiç bir daha böyle paylaşımlar olmazsa seviniriz. Ardından mış gibi yapmıyoruz, bunu Grup Başkanvekilimiz Büyükşehirde de biz de burada birçok kez defaatle dile getirdik. Sayın SANDAL Bayraklı'yı mış miş muş la yönetiyor dedik. O da yapmadığını iddia etti, yapmadığını iddia ettikten sonra şöyle bir paylaşım var çocuk meclisimizi tarihi Smyrna Meydanında  topaldık. Evet bunu yapıyorsunuz bu yapıyormuş gibi değil ama çocuklarımız ve gençlerimiz için manifestolarınız da paylaştığınız ve milletimize söz verdiğiniz hiç bir projeyi yapmıyorsunuz, yapıyormuş gibi gösteriyorsunuz. Buradan söylemek istemezdim ama 2-3 meclistir bekliyoruz, Sayın SANDAL Fen İşleri Müdürümüze getir bakalım, o Çevre Şehirciliğe verdiğiniz yazının kodunu Özgür Bey takip etsin dedi. O da gelmedi bilginiz olsun. Projelerimiz ile alakalı mış gibi yapıyorsunuz Sayın Başkan. Onun dışında Meclisi 1 Gündem de toplamak çocuklarımızı getirip Smyrna da toplamak çok kolay. Bayraklı'ya dönelim Bayraklı için iş yapalım Sayın Başkan teşekkür ediyorum.

BAŞKAN- Kesinlikle. Şimdi Emre arkadaşımız yani 2 yıllık süre zarfında geleneksel cümlelerinin yerlerini değiştirerek aynı nakarat sürekli söyleyip duruyorsunuz ve ben de bazen diyorum ki bu kentte yaptığımız sokağında, caddesinde farklı alanlarda yaptığımız işleri görmüyorsanız turist gibi geziyorsunuz diyorum. Buna da alınıyorsunuz.

Mikrofonsuz konuşulduğu için deşifre edilememiştir.

BAŞKAN- Yani 30 saniyede de gezeriz, 40 saniyede de gezeriz, sizin mahallede de sizden çok geziyoruz bilgin olsun.

Mikrofonsuz konuşulduğu için deşifre edilememiştir.

BAŞKAN- Ben mahallende, senden çok geziyorum haberin yoktur. Olur yakında olur, yokluğunda olur, yakında olur. Evet buyurun ya arkadaşlar, sonuç itibari ile sosyal medyada paylaşacağın şeyin bir sınırı var ya takıldığınız şey bakın yani.

Mikail BİLİCİ- Sayın Başkan değerli arkadaşlar, arkadaşlar başkan bugün kesin hesaptan dolayı değil mi yemek?

BAŞKAN- Evet.

Mikail BİLİCİ- Ya Başkanım bir yemeğin üstüne öncesinde bu kadar yaygara olmaz.

BAŞKAN- Bence de.

Mikail BİLİCİ- Yani o yüzden biraz arkadaşlar biz burada şunu söyleyelim ATATÜRK'le ilgili Kurucu Başkanımız ile ilgili Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK ile ilgili her ne metin gelirse masaya getirin biz de imzalayalım. Yani böyle biz nasıl olur ya o sohbetlerin karşında ama şunu söyleyelim bu ülkede nüfusu birbirine düşüren dile lanet olsun. Biz bunu söyleyelim, kim oluyorsa babamın oğlu bile olsa en kabadayısı da olsa biz bunu söyleyeyim. Nüfusu birbirine düşüren dilin ama bizimde gözlerimiz çirkine kapalı olsun, kötüye kapalı olsun, kulağımız biraz güzeli duysun. Ben şimdi söylenmiş gibi sayın meclis üyemize şimdi eğer bir şey söylemişse o kişiye evet doğrudur demek için yani kargaşa çıkarmak için bizim görevimiz burada kargaşa olmamalı, kargaşadan hatta ben bu canlı yayın olayı rahatsız etmeye başladı beni. Bu meclis düzgün çalışacaksa o canlı yayına bir önergeyle verebiliriz. Yani hayır hayır hayır arkadaşlar Başkan arkadaşlar ben Başkanım vallahi Başkan yerinde olmak istemem. Adam ciddi sıkıntıya düşüyor, yani mahalle kavgasına dönüyor bizim meclisimiz hayır hayır bravo değil. Benim gördüğümü siz görmüyorsanız ayıp ediyorsunuz veya sizin gördüğünüzü biz görmüyorsa kayıp oluyor, görelim karşılıklı. Evet o metne değindim, arkadaşla bir de sözü söyleyenin damla olduğunu gibi derya gibi algılanması da rahatsız ediyor. Yani o konuşan imam mıdır nedir? O fetö'den olabilir, fetö’nun adamı olabilir. Yani bizim içimizde CHP grubu içinde biri çıktı, PKK ile ilgili şu ile ilgili bu ile ilgili söylevi düzgün icra ettiği an biz onun CHP düşmanı olduğunu yorumlayabiliriz. Yani CHP sevmiyor içine girmiş de diyebiliriz. Bizim vatan birliğimizin, bütünlüğü varlığı, bayrağımızın duruşu beraber oturup yiyip içmelerimiz,  bizim için kıymetli olmalı şimdi Başkan vallahi...

BAŞKAN- Evet doğru cümleler.

Mikail BİLİCİ- Bu kargaşayla bu gerginlikle ben gelip o yemekte sıkıntı ya  nasıl yiyeceğiz yemeği? Birbirimizin yüze bakarak, o arkadaşlar biraz düzgün yapalım bu işi hakikaten meclis sıkıyor artık. Basınla ilgili bu canlı yayınla ilgili sıkıntı yaşıyor olabiliriz. Çok düştü teşekkür ediyorum.

BAŞKAN- Şimdi aslında sayın meclis üyemizin dediklerine bende katılıyorum. Ama burada önemli olan şey şu; aslında biz Bayraklı'nın meselelerini tartışırken meclis gündemine sadık kalarak yaptığımız şey de sıkıntı yaşamıyoruz. Yani AK Parti Grubundan da, Milliyetçi Hareket Partisi Grubundan da, herhangi bir sıkıntılı bir tavır almıyoruz ve arkadaşlarımız burada yapıcılar. Doğal olarak muhalefet partisinin mecliste muhalefet yapmasından daha doğal da bir şey yok. Aslında muhalefet, ne kadar sağlıklı, ne kadar güçlü olursa, biz o kadar diri, biz de o kadar işimizin peşinde oluruz. Ve eksiklerimizin telafi noktasında da bize bir avantaj tanır. Genel hatlarıyla gündem dışı, işler dışında, Özgür Bey çok bizi eleştirdi, haklı eleştirdi yerler var, Grup Başkan Vekilimiz eleştirileri var, bizim hak verdiğimiz şeyler var, ama asıl meclis gündeminin konusu olmayan işleri biz burada tartıştığımızda işler bir parçasından genel siyasete kayıyor. Ve orada da bilmiyorum artık iş birazcık çığırından çıkıyor. Bence bu noktada biraz daha dikkatli olursak mutlu oluruz. Yani ben mesela deprem noktasında siyaset yapmama noktasındaki sözlerimin arkasındayım. Yapmadık, yapmayacağız da çünkü burada bütün vatandaşlarımızın temel bir meselesi var ve bu süreçte bakın altını çizerek söylüyorum. Gerek bakanlığımız, gerek valiliğimiz, gerek kollu kuvvetlerimiz, arama kurtarma ekiplerimiz, belediyelerimiz, büyükşehrimiz birlikte bu işi başardık. İyi koordine olduk. Birçok yerde yapılan işten daha iyi bir işin çıkma nedeni aslında aramızdaki iletişim. Biz burada binaların yeniden inşa sürecinde de aslında Çevre Şehircilik ile geliştirdiğimiz sağlıklı ilişkilerin sonucu olarak vatandaşın işi hızlı yürüyor. Kavga edersek, eleştirisi bağırır çağırırsak sadece vatandaşımıza zarar veririz. O yüzden bu işin siyaset dışı kalmasını özellikle istiyoruz. Ha bazen arkadaşlarımız bunun dışında taşıyabilirler bazen biz farkında olmadan bir şey söyleyebiliriz orada da dikkatli olmak lazım. Söylediğimiz şey o, ama gündemle ilgili eleştiriler olabilir, yaptığımız işle ilgili eleştirileri olabilir, yaptığımız için doğruluğu, yanlışlığı ile ilgili bir eleştiri olabilir, eksik çalıştığımız ile ilgili olabilir. Tabii ki bunların tamamına saygı duyuyoruz yani burada hiçbir şeyimiz yok. Biz yapıyorsak muhalefetin de böyle bir görevi var, doğal olarak onlar da eleştirilerini yapacaklar. Biz de işimizi doğru yapmışsak dönüp cevabını vereceğiz. Buyurun, sonra Muhammed Bey'e. Sizde mi?

Abdullah AKTAŞ- Başkanım.

BAŞKAN- Sizde mi, kim, söz isteyen başka arkadaşımız var mıydı?

Abdullah AKTAŞ- Dedikleriniz doğru bizde bizde bu kürsüden defalarca belediye meclisin konusu olmayan konuların burada konuşmasını hep karşı çıktık. Çünkü bu meclisi şu an izleyenleri eminim daha öncede söylemiştim. Vatandaşımız bir mesaj yazmıştı, o canlı yayın altına ve belediyenin durumu ne kadar komik, ne kadar komik düştüğünü, o mesajı açın bakın yani, yani vatandaş burada kendi şeylerini çözmesi beklerken ama belediye meclisinde gündem yok ama alakasız, alakasız gündemler farklı, farklı konular buraya burada gündem yapılmaya çalışılıyor.

BAŞKAN- Bağımsız siyasal çıkışlardan..

Abdullah AKTAŞ- Bence şunu yapmanız lazım Başkanım…

Mikrofonsuz konuşulduğu için deşifre edilememiştir.

Abdullah AKTAŞ- Bir saniye bir saniye sözümü kesmeyin germeyin bir saniye bitireyim ondan sonra konuşuşun siz, Sayın Grup Başkan Vekilinin bu konuşmasını yapacağını siz biliyor muydunuz?

BAŞKAN- Neyle ilgili?

Abdullah AKTAŞ- Bu Ayasofya ile ilgili konuyu biliyor muydunuz?

BAŞKAN- Ayasofya ile ilgili konuyu biliyordum. Meclis grubunda....

Abdullah AKTAŞ- Genel siyaset olduğunu da biliyordunuz doğrumu bu konuların? Bir saniye, bir dakika, bir saniye ya bir dakika dinleyin.

BAŞKAN- Arkadaşlar bir söylesin belki de bizim söylediğimizi söyleyecek bir saniye.

Abdullah AKTAŞ- Bunu da biliyordunuz çünkü tartıştınız konuştunuz bunu meclise gündeme getirin getirmeyin diye bunun sonucun da bu arkadaşınız burada kalktı, burada okudu, konuldu. Bence şuna izi vermeyin. Bakın bizim tarafımızdan hiçbir zaman hiçbir farklı bir gündem konusu bu meclise taşınmıyor, farkındaysanız. Hep sizin tarafınızdan bir konudan tarafından muhalefet yapmak zorunda kalıyoruz.

BAŞKAN- Sizin de okuduğunuz bildiriler oldu burada..

Abdullah AKTAŞ- O bildiriler, o bildiriler genel gündemle o anki gündemle ilgili.

BAŞKAN- Bu da yerel genel bir gündem hepimizin ortak hassasiyeti.

Abdullah AKTAŞ- O zaman peki o zaman burada her mecliste bir arkadaşımız çıkıyor.

BAŞKAN- Arkadaşlar cevap vermeyin.

Abdullah AKTAŞ- Başkanım bir saniye. Burada Cumhuriyet Halk Partili bir arkadaşlarımız çıkıyor sürekli daha önceki ölenlerle ilgili anıyor değil mi, konuşuyor. Peki Osman abinin anmasında ne sakınca var bunda?

BAŞKAN- Yani doğum günü ölüm yıldönümü işte öyle aklıma geldi ve onun yerine gelen meclis üyemizle ilgili tartışmalardan sonra olmaz.

Abdullah AKTAŞ- Osman abiyi ne kadar tanıyorsunuz tanımıyorsunuz bilmiyorum ben tanıdığım kadarıyla söylüyorum. Osman abi dini bütün olan bir insan dolayısıyla da yani o tarzda bunu yapacak bir insan değil geldiğiniz zaten kendisi açıklar.

BAŞKAN- Tamam sorun kapanır, çok büyütmenin bir anlamı yok.

Abdullah AKTAŞ- Evet büyütmenin anlamı yok burada konuşmanın bir anlamı yok,  meclisin şeyini zayıflatıyor. Yani değerini düşürüyor bu tür konuşmalar. Yani bu konuyu geldiğinde kendisi söylersiniz, dersiniz o da gerekli açıklamayı yapıp iyi niyetli kötü niyetli olduğunu anlatacaktır.

BAŞKAN- Olduğunda konuşmak daha sağlıklı.

Abdullah AKTAŞ- Ama kalkıp burada yok tutanaktan çıkartalım, yok yargısız infaz yapmanın bir anlamı yok. Adamın niyetini bilmeden siz farklı algılamış olabiliriz, yanlış anlamış da olabilirsiniz. Çünkü o niyetle söylemediyse, ama kalkıp burada yani o adamın konuşmalarını çok farklı noktaya getirmenin hiçbir anlamı yok yani. Aynı konuşmaları bizlerden biride yapmış olabilir karşı taraftan farklı algılamış olabilir. Çünkü ne kadar anlatırsan anlatın, ne kadar uğraşırsanız uğraşın, sizde bir öğretmensiniz anlayana karşı taraftaki anlayışının anlama duruma bağlıdır, yani bu anlama şeyi, yargısız infaz yapmanın anlamı yok. Gündem maddesini dediğinizde bunlar nedense daha önceki buna benzer bir maddelik bir gündem maddesi olduğunda aynı konular çıkmıştı. Arkadaşınız Bayraklı’da  konuşacak konuları bulamıyorlar. Bayraklı’da neler yapıldı kalkıp burada atamıyorlar çünkü yapılan bir şey yok, dolayısıyla kalkıyorlar Türkiye'nin farklı ilgili şeyleriyle konularıyla ilgili ya da farklı siyasetin farklı konularıyla ilgili gündem açmaya çalışıyorlar, yapmayın kardeşim. Bayraklı’da yapılanları gelin anlatın yapılan varsa gelin beraber gidelim, gösterin bize görelim. Biz de sizi alkışlayalım. Ama farklı konuları buraya gündeme getirmeyin.

BAŞKAN- Tamam Arkadaşlar teşekkür ederim. Muhammet Bey.

Muhammet ŞAHİN- Sayın Başkan, değerli meclis üyeleri tabii burada bizim beklentimiz, Bayraklı’yı ilgilendiren Bayraklı’nın sorunlarını, Bayraklı'nın sıkıntılarını dile getiren konuşmaların olması bizleri ilgilendiren asli görevimizi bir burada yerine getirmektense,  bizleri ilgilendirmeyen ülkenin genelini ilgilendiren konuları biz burada kısır döngülerle tartışmak durumunda kalıyoruz. Burada Bayraklı'da mahallelerimizde, Bayraklı ilçesi sınırlarında yaşayan tüm mahallelerimizde vatandaşlarımızın acil yapılması gereken konular var, acil yapılması gereken hususlar var, vatandaşlarımız bizden bu sorunların bu sıkıntıların çözüme kavuşturulmasını bekliyor. Tabii biz burada bu sorunların problemlerin çözülmesi noktasında atıyorum, işte bir kent meydanı yapılması ile ilgili ya, nasıl bir kent meydanı yapsak? Bayraklı’mıza kazandırsak, işte renk rengini beyaz mı yapsak, kırmızı mı yapsak, mavi mi yapsak? Bunları tartışmamız gerekirken, biz mahallelerimizde 8-9 tane mahallemizde planlar durdurulmuş durumda insanlar yıkılan evini söküp yapamıyor biz bunları konuşmamız gerekirken, dolayısıyla biz burada biz burada üzerimize vazife olmayan farklı farklı konuları dile getiriyoruz. Yani bizim asli görevimiz burada vatandaşın Bayraklı'da yaşayan vatandaşların sorunlarını, çilelerini sıkıntılarını dile getirmek biz muhalefet olarak sizlerin de bunları çözüm noktası ile ilgili ya biz bu meseleyi çözüyoruz. Şöyle mi çözsek, böyle mi çözsek, siz ne dersiniz? Diye bizlerin de fikrini almak, ama herhangi bir bu konuyla ilgili bir ilerleme sağlayamıyoruz. Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK tüm ulusun olduğu gibi Milliyetçi Hareket Partisi'nin, Türk Milliyetçilerinin Ülkücü Hareketin de, kırmızıçizgisidir. İlk Cumhurbaşkanımız Milli Mücadelenin yol başsıdır. İman ve insaf sahibi herkes ona hürmet ile mükelleftir. ATATÜRK, Türkiye'dir, ATATÜRK, Türkiye Cumhuriyeti'dir. ATATÜRK mahşeri vicdana altın harflerle kazınmış, Ne Mutlu Türk’üm diyene seslenişini mimarı başıdır. Onu rahmetle anmak, ona saygı duymak, onun eserlerine sadık kalmak. Her nesil ve her Türk evladı için ödevdir. Emel sahiplerini uyarıyoruz. ATATÜRK'ten elinizi çekin, istisnalarızı kesin, dilinizi susturun. Fani bedeni olmasa da müstesna hatıralarını ve yüksek fikirlerini cesaretle savunacak, büyük Türk Milleti vardır ve kötü niyetlilerin karşısındadır. ATATÜRK, tüm Türk Milletinin ortak değeridir. ATATÜRK'le ilgili herhangi bir konu, herhangi bir olumsuz bir durum Türk Milleti bağrına basmıştır, yüreğine basmıştır, kurucu liderdir ve bunun aksini iddia edeni de Türk Milleti kendi öz iradesi ile yok edecektir. Bunu bu şekilde bilinmesini arz ediyorum. Bir diğer konuda Sayın Meclis Üyesi arkadaşımız, kendisi de burada yok gıyabında, arkadaşımızla ilgili yargısız infaz yapılıyor. Ben Sayın Meclis Üyesi arkadaşımızı burada da tanıdım, seçim döneminde de tanıdık. Kendisi çok kıymetli, çok beyefendi, nazik, her konuya olumlu bakan bir arkadaşımız, bir dostumuz bir insanımız. Dolayısıyla böyle bir konu ile ilgili olumsuz bir durumla yaklaşım sergileyeceğini ben asla ve kat’a düşünmüyorum. Yani bunun da bu şekilde böyle polemik konusu haline getirmesi arkadaşımızın yargısız infaz yapılması hedef gösterilmesi doğru bir yaklaşım doğru bir konu değil arkadaşlar. Dolaysıyla bunun da bu şekilde arkadaşımız burada kendisi de yok, gıyabında bir ton şeyler söylendi. Gelince kendisi de bunun, eminim ki cevabını sizlere verecektir. Diğer rahmetli olan Hasan KARABAĞ abimize de Allah'tan rahmet, yakınlarına da başsağlığı diliyorum. Beraber burada mesai teşvik-i mesai de bulunduk. Kendisi de Bayraklı’mızın insanı, yıllardır da burada vatandaşa hizmet etmekle alakalı ve görev ifa etmiş kendisine de Allah'tan rahmet diliyorum. Yani bizim benim söyleyeceğim konu şu Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK meclisler üstü bir konudur, lütfen bunu her aşamada yani özellikle Türkiye Cumhuriyeti'nin şu anda Ayasofya Kebir Camii, Taksim Camii gibi yıllarca Türk Milletinin özlem ve hasretle beklediği bir yapıların Türk Milletine kazandırılmış durumdaki şuan zamanda böyle bir konunun da ATATÜRK düşmanlığının da sürekli dile getirilmesi, bu bir komplodur. Bu Türk Milletini tahrik etme hususudur. Bunu yapanların da Türk Milletini tahrik edici şekilde yapıldığını düşünüyorum ve Türk Milletinin de bu konularla ilgili uyanık olmaya ve bizlerin de uyanık olması alakalı işaret ediyorum. Teşekkür ederim.

BAŞKAN- Değerli arkadaşlar Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına bir açıklama olmuştu. Cumhur İttifakında sanıyorum, Milliyetçi Hareket Partisi'nden benzer bir açıklama geldi. Açıklamaları için teşekkür ediyorum. Buyurun, Gamze Gül Hanım.

Gamze Gül ÇAMUR- Sayın Başkanım, aslında söz almayacaktım ama üstüne tekrar konuya değinildiği için bir açıklama yapma gereği hissettim. Şimdi ekranlardan da bizi izleyenler tabii ki var, burada farklı bir konu tartışılıyor algısı olabilir ama şunu belirtmek istiyoruz. Az önce de söyledim ancak tam ifade edemedim sanırım. ATATÜRK genel siyasetin konusu değildir. Bir meclis üyesi olarak ben burada mikrofonu benim de konuşabiliyorsam, borçlu olduğum önderimizdir. O nedenle genel siyaset, yerel siyaset diye, ayrılmaması gerekir. Biz burada bir yakın zamanda olan ve bizleri üzen bir konuyla ilgili açıklamanızı yaptık. Bu açıklamamıza saygı duyup karşı şekilde bir görüş gelişmeseydi bizi bunu kötü niyetle yaptığımız şeklinde itham dinleseydik, zaten tartışma uğramayacak da biz bugünden yaratmadık. Özgür Bey’in de ifade ettiği gibi bir tek gündemimiz var, bir tek gündemimiz olduğu için konuşacak bir şey olamadığı olmadığından dolayı bu polemiklere girdiğimize dair bir ithamda bulunuldu. Ancak ben şunun gözden kaçırıldığını düşünüyorum. Biliyorsunuz bir kapanma dönemi yaşadık ve 27 Nisan 2021 tarihli genelge ile meclisler ertelendi. Mayıs Ayında, 1 Mayıs'ta yapmamızı, 2 Mayıs'ta yapmamız gereken Meclisi 17 Mayıs'ta yaptık. Akabinde 21 Mayıs'ta yaptık ve 1 Haziran'a kadar 9 günlük süre içerisinde komisyonlarımız çalıştı, bürokratlarımız çalıştı. Ve 9 gün daha kendimize gelemeden, Haziran Ayı Meclisi mi yaptık. Haziran Ayı Meclisini de evveli günü yaptık ve bugün ikinci meclisin yapıyoruz. Yani bu kadar kısa bir süre içerisinde bizim çalışmadığımız şuna bakarak çalışılmadığına söylemek bir kere meclis üyelerimizin AK Partili meclis üyelerimizin kendilerine bir haksızlığı olur. Bakın dün komisyonları toplanmışız, gayet güzel çalışmışsınız, karar vermişsiniz, toplanmaya da bildik. O nedenle lütfen ben konuyu uzatmayalım diyorum. Herkes de Başkanımızın da bir daveti var o yüzden güzellikle neşe içinde oraya geçelim. Bizler gayet uzlaşabilen insanlarız.

BAŞKAN- Şimdi, Gökhan Bey'e bir söz veriyoruz. Sataşma..

Mikrofonsuz konuşulduğu için deşifre edilememiştir.

BAŞKAN- Tamam çok teşekkür ediyorum.

Mikrofonsuz konuşulduğu için deşifre edilememiştir.

BAŞKAN- Arkadaşlar buna cevap verdik, yeterli yani.

Mikrofonsuz konuşulduğu için deşifre edilememiştir.

BAŞKAN- Evet tamam ben de eleştirinize cevap verdim çok teşekkür ediyorum.

Mikrofonsuz konuşulduğu için deşifre edilememiştir.

BAŞKAN- Hayır kesmiyorum yani dediğinizi ben anladım.

Mikrofonsuz konuşulduğu için deşifre edilememiştir.

BAŞKAN- Evet Özgür Bey bir arkadaşımıza söz verdik kısa bir şey söyleyeceğim dediniz, ben de kısayı bitirdiniz diye anladım. Yani kısa ölçeğiniz demek ki sizin farklı siz cümleyi farklı söyleyince..

Mikrofonsuz konuşulduğu için deşifre edilememiştir.

BAŞKAN- Evet buyurun size önce söz vermiştik. Evet yemeğe de gideceğimize de dikkat ederek arkadaşlar yeni bir polemiğe yol açmadan gündeme sadık kalarak.

Gökhan KAFALI- Mikrofonu ben alınca böyle diyorsunuz. Şimdi değerli Başkan

BAŞKAN-  Şimdi buradan çıkıp yemek yiyeceğiz ona göre konuşalım.

Gökhan KAFALI- Yemek yiyelim dayak yemeyelim.

BAŞKAN- Dayak yemeyiz.

 

Gökhan KAFALI- Şimdi öncelikle değerli Başkan, sayın meclis üyesi arkadaşlarım, değerli basınımızın değerli emekçileri, hepinizi saygıyla selamlıyorum. Öncelikle sözümün kesilmeyeceğini sadece cevap vermek için değil de, beni anlamak için dinleyeceğinizi düşünerek şimdiden hepinize teşekkürlerimi sunuyorum. Saygıyla selamlıyorum. Şimdi önceki meclis toplantısında çok daha kendimi ifade edemediğimi belirtmek istiyorum. Polemiklere girmeden bazı olumsuzluklar yaşadık, açık buna açıklık getirmek istiyorum. Amacım burada kısır döngüye yol açıp, bizden umut ve çözüm bekleyen değerli Bayraklı’lı vatandaşlarımıza vakit kaybettirmek kesinlikle değil. Benim söz konusu TOKİ inşaatı ile ilgili gözlemlerimi, delilleriyle aktarmamın neticesinde dün bu hataların branda ile örtülerek düzeltilmeye çalışıldığı ve onarılmaya başlandığını gördüm. Bu da aslında meclisimizin bir başarısı, deprem konusunu konuşurken çok da yerinde mi şeydi. Yine İnşaat Mühendisleri Odası da benzeri bir açıklama yaptı beni destekler şekilde. Şimdi bazı arkadaşlarımız mesleğin değil vesaire dedi. Doğru mesleğim değil ama benim babam burada inşaatçılık ile uğraştı, inşaatçıların inşaatçılığın içinden gelen bir insanım beton nasıl atılır, nedir, vibrasyon nedir, birçok tekniği bilen bir insanım. Kaldı ki burada bunu gözlemlemek için inşaat mühendisi olmaya da gerek yoktu. Ayrıca hani beni yalancılıkla suçladı bazı arkadaşlarımız özür dilerim Özgür Bey.

BAŞKAN- Özgür Bey, şimdi meclis üyelerimizin konuşma ahengini bozuyorsunuz.

Gökhan KAFALI- Ben 28 senedir, ben 28 senedir tanımayan mesleği ne diye soran arkadaşlara ithafen söyleyeyim mi basın camiasının içinden gelen bir basın emekçisiyim ve iyi bir gözlemciyim. Uğur MUMCU, Çetin EMEÇ, Abdi İPEKÇİ gibi bu uğurda hayatlarını vermiş ve şuanda da çok zorluklarla mesleğini sürdürmeye çalışan değerli büyüklerimin onları örnek alarak bu işi yapmaya çalışıyorum ve hiçbir zaman yalan haber, çarpıtma, manipülasyon peşinde olmadığımı da gururla buradan belirtmek istiyorum. Doğru yapılan her işi alkışlamasını bildiğim gibi, yanlış yapılanları da söylemeyi görev bilmiş biriyim. Bu anlayışlı olduğumu en yakın şuan buradaki en yakın şahidi de değerli başkanım Serdar SANDAL’dır. Yeri geldiğinde bir sürü eleştiri oklarını kendisine de yönlendirmiş biriyim. Yani parti gözetmeksizin bu konuda hiç eleştiri yapmaktan çekinmemişimdir. Şimdi o konuları tekrar açmadan bu konunun hepimizin sorunu olduğunu ve vatandaşlarımızın bizden çözüm beklediğini ve takipçisi olmamız gerektiğini burada parti gözetmeksizin hiç şekilde, hiçbir şekilde siyasete alet etmeden bunu gözlemcisi olmamız gerektiğini belirtiyor hepinize saygılar sunuyor.

BAŞKAN- Evet.

Gökhan KAFALI- Ayrıca değerli meclis üyemiz merhum meclis üyemiz Hasan KARABAĞ'ın anısına saygısızlık edildiğini düşündüğümü tekrar dile getirmek istiyorum. Arkadaşlarımız itirazlarını dile getirdiler ancak orada ne amaçla söylendiğini niyet okumaktan ziyade o zekaya sahibiz, ince espriyi ama ne yazık ki estetikten yoksundu onu da belirtmek istiyorum. Yine Ayasofya konusuna gelirsek, Ayasofya'yı değerli arkadaşım dinlerse Ayasofya'yı ve bizi…

BAŞKAN- Başkanım yemeğimize sizlerde davetlisiniz, buyurun uygunsanız programınız uygunsa, peki.

Gökhan KAFALI- Ayasofya'yı ve bize bu vatanı, bu toprakları vatan yapan ATATÜRK'tür arkadaşlar, onu belirtmek istiyorum. Son olarak 2 Haziran 1991'de ve 3 Haziran 1963'te aramızdan ayrılan değerli şairlerimiz Ahmed Arif ve Nazım Hikmet RAN'ın saygı ile anıyorum. Eğer müsaade ederseniz çok kısa bir şiir ile onları almak istiyorum ve sözlerime böyle son vermek istiyorum.

BAŞKAN- Evet yemeye gitmeden bir şiir dinleyelim.

Gökhan KAFALI- Evet yemeye gitmeden bir şiir,

Onlar ümidin düşmanıdır sevgilim,
Akarsuyun, meyve çağında ağacın
Serpilip gelişen hayatin düşmanı,

Bursa'da havlucu Recep'e

Karabük fabrikasında tesviyeci,
Hasan'a düşman

Fakir köylü Hatçe kadına

Irgat Süleyman'a düşman
Sana düşman, bana düşman
Düşünen insana, düşman
Vatan ki bu insanların evidir

Sevgilim onlar vatana düşman
Çünkü ölüm vurdu damgasını alınlarına
Çürüyen diş, dökülen et,
Bir daha geri gelmemek üzere yıkılıp gidecekler
Ve elbette ki, sevgilim elbet,
Dolaşacaktır elini kolunu sallaya, sallaya
Dolaşacaktır en şanlı elbisesiyle: İşçi tulumuyla,
Bu güzelim memleket de, Hürriyet.

 

BAŞKAN- Peki, teşekkür ediyorum. Buyur evet, buyur son sözümüz.

Serap KESKİN- Değerli Başkanım, meclis üyesi arkadaşlarım ve bürokratlarım şimdi sürekli arkadaşlarımız bir algıdan söz ediyor. Ben kısaca algının ne demek olduğunu tek bir cümle ile söylemek istiyorum. Algı nesne ya da olayların beyninde işlenerek anlamlı bütünler olarak kavranmasını algı denir. Başkanımız göreve geldiği günden bugüne kadar olağanüstü olaylara rağmen belediyecilik anlamında temel hizmetleri aksatmadan yürütmüştür. Bu hizmetleri aksatmadan yürüten her daim Başkanımızın yanında olan bürokrat arkadaşlarıma teşekkür etmek isterim. Türkiye'de devam eden ekonomik kriz, Türk lirasının değer kaybı, yükselen enflasyon Türkiye ekonomisinde yüksek cari açığa neden olmuş bu finansal dalgalanma tüm kamu hizmetlerini de yansımıştır. Başkanımız bu dönemde tasarrufa yönelmiş devletimize bu anlamda katkıda bulunmuştur. Bu konuda ayrıca kendisine teşekkür etmek istedim. Sağ olun arkadaşlar beni dinlediğiniz için.

 

 

V. TOPLANTIYA KATILAMAYAN MECLİS ÜYELERİNİN MAZERETLERİNİN GÖRÜŞÜLMESİ

BAŞKAN- Evet arkadaşlar mazeretleri oylarınıza sunuyorum. Kabul edenler, etmeyenler? Oybirliğiyle kabul edilmiştir.

VI.  TOPLANTI GÜN VE SAATİNİN TESPİTİ VE KAPANIŞ.

BAŞKAN- Bir sonraki meclisimiz?

Cindi Can POLAT – Sayın Başkanımız bir sonraki meclisimiz 1 Temmuz Perşembe saat 18.00.

BAŞKAN- Uygun mudur? Evet arkadaşlar şimdi yemeğe geçiyoruz. Bütün arkadaşlarımız davetlidir.

 

 Serdar SANDAL

 Belediye Başkanı

 

 

 

                                                  Emel ARSLAN HÜR                               İbrahim BALIKÇI

                                                              Üye                                                             Üye